13 Eylül 2019 Cuma

Düşünüyorum


Maksim Gorki'nin otobiyografisini okuyordum. 3 kitap var ve ben ikincisini okuyorum henüz. "Ekmeğimi Kazanırken". Okurken de aklıma şunlar geldi:

Hayatını uzun yıllar önce sürdürmüş olan pek çok yazar çok zor şartlarda yaşamışlar. Gorki'nin hayatını okuyunca da gördüm... Hani beş para etmez denen cinsten kişiler olarak görülüyorlar. Sonra 50-100 sene sonra bir bakıyorsun herkesin elinde bu kişilerin yazmış olduğu kitaplar... Yani üzücü bir şey. Tuhaf geliyor. Bu aklıma Hindistan'daki kast sistemini getirdi ve birçok kişinin liberal ekonominin söz verdiği gibi hayatlarında değişim yapamamaları, çoğu insanın hayatını başladığı yerde bitirmesini getirdi.

Ha bir de şey var. Mesela Gorki okula gitmemesine rağmen bir şekilde okumayı öğreniyor. Kafasına aldığı o kadar darbeye rağmen hala aklını çalıştırabiliyor. Buna rağmen hayatında kitaplardan uzak durduğu hatta kaçtığı, okumayı sevmediği bir çocukluk dönemi var. Sanırım çoğu kişinin böyle bir dönemi olmuyor. Örneğin ben hiç kitaplardan kaçmamış olsam da kitap okumaktan pek tat almazdım. Hatta lisede başladım sayılır severek kitap okumaya. Şeyi düşünüyor insan... Acaba şimdi kitapla bağı olmayan ve dijital ekrana bağımlı olan çocuklar için de bu durum değişecek ve kitaplardan tat alabilecekler mi yoksa artık kitap devri, kitap romantizminin sonu mu geldi?