24 Mart 2019 Pazar

PAZAR ALINTILARI #6





·         Şeytan’ın Günahları… En büyük günah çıkarma olmaz mıydı bu?
·         Hiç kimse masum değil, anlarsınız. Hepimiz öykünün içindeyiz.
·         …sessizliğe son vermenin, ona katlanmaktan daha zor olduğunuz hissediyorum.
·         Sözcükleri unutuyor değiliz… sadece onları nasıl söyleyeceğimizi unutuyoruz.
·         İnsanların gitmesinden nefret ediyorsun, Phineas, o yüzden ilk gidenin daima kendin olmasını sağlıyorsun.
·         Suçu bağışlanan, günahının üzeri örtülen kişi kutsanmıştır.
·         Hangi ikiz önce doğarsa doğsun, her ikisi de ilk defa ayrı olmanın şokunu yaşar. Bilinmeyende yalnız olmak mı yoksa rahimde bırakılmak mı daha kötüdür?

22 Mart 2019 Cuma

2019 KİTAPLARI #3


CAM ÇOCUK-JODI PICOULT




Bu sene okuduğum tüm kitapları bir gözden geçiriyorum da... Hiçbiri bunun kadar kendimi, hayatı sorgulamama neden olmadı... Hiçbiri bu kadar etkilemedi... 

Hayatta yapacağınız bazı seçimler ailenizi, çevrenizi, sizi nasıl etkiler sorunun cevabını biraz düşünmenizi sağlayan bir kitap Cam Çocuk. Kısaca bahsetmek istiyorum.

William Osteogenesis Imperfecta hastalığı ile dünyaya gelmiş ve çok zor bir hayatla yüz yüze kalmış bir kız çocuğu. Bu hastalığın farklı türleri olmakla birlikte kemiklerin güçsüzlüğü şeklinde en basit şekliyle size açıklayabilirim. Hapşurduğunuzda dahi kemiklerinizin kırılabilecek olduğu fikriyle yaşamak nasıl olurdu sizce? Yatakta döndüğünüzde kolunuzun kırılma riski olması mesela...

Doğduğu andan beri böyle bir bedenle yaşamış küçük bir çocuk düşünün. Fiziksel gelişimi zayıf olmasına rağmen kendini farklı şeyler öğrenmeye vermiş bir çocuk düşünün... Kulağa çok zor bir durum gibi geliyor değil mi? 

Şimdi bir de ondan büyük ablasını düşünün. Kendisinin bedensel hiçbir problemi yok. Kendisini şanslı hissetmeliydi öyle değil mi? Ama o kendini hep kötü hissetti. Bazen suçlu hissetti. Annesi ve babası hiçbir zaman onunla ilgilenemedi, çünkü kardeşinin durumu cidden zordu. Bu yüzden kardeşine sinirlendiğindeyse ne kadar kötü biri olduğunu düşünüp vicdan azabı yaşadı. Aslında onun durumu da pek kolay sayılmaz. Okuduğunuzda yaşadıklarını daha iyi anlayabileceksiniz.

Bu kızın annesi olduğunuzu düşünün. Doğum öncesinde karnınızda kemikleri kırılan çocuk sebebiyle kendinizi suçlu hissettiğinizi düşünün... Hiçbir zaman ona yetemediğinizi, onunla ilgilenmek zorunda olduğunuz için işinizi bırakmak zorunda kaldığınızı düşünün...

Bu kızın babası olduğunuzu düşünün... Ailede çalışan tek kişi siz olduğunuz için ve kızınızın çok masraflı bir hastalığı olduğu için ailenize vakit ayıramadan çalıştığınızı düşünün... Büyük kızınızla hiç ilişki kuramadığınızı ve küçük kızınızın kemikleri kırıldığında çoğu zaman onun yanında dahi olamadığınızı hayal edin...

Kitap tüm karakterlerle ve onların yaşadığı ve yaptığı şeylerle empati kurmanızı sağlıyor. Kim haklı, kim suçlu? Hayatta da bu tür sorulara cevap vermeden önce tek taraflı düşünmemeniz gerektiğini yüzünüze böyle bir hikayeyle yüzünüze vuruyor kitap. 

3 Mart 2019 Pazar

PAZAR ALINTILARI #5


·         …paniğe kapılmıyorlardı. Gerçek savaşa giden askerlere de böyle olurdu. Askerler de düşmanı görünceye kadar her çalılıktan irkilirlerdi. Ama kafalarının etrafında ilk kurşun vızıldadığı zaman cesaretlenir, neredeyse kendilerinden geçer ve ölüme koştuklarını bile unuturlardı.
·         Bir kişiye karşı on kişi olmak çok kolay.
·         Dargınlıkla, küskünlükle savaşa gidilir mi? Bu savaşı ancak birbirimizle çok iyi dost olursak kazanabiliriz .
·         Büyük savaşlara tanıklık eden gerçek savaş muhabirleri, çarpışmaların kaybedilmesinde kargaşanın büyük rol oynadığını söylerler. Savaş komutanları yüzlerce toptan, kargaşadan korktukları kadar korkmazlar. Çünkü tedirginlik ve panikle başlayan dağınıklık, kısa sürede her şeyi altüst eden bir kargaşaya dönüşebilir.
·         Onlar kurallara sadece, kavgada üstün göründükleri zaman uymayı adet edinmişlerdi.

1 Mart 2019 Cuma

AMA GÖKYÜZÜ ÇOK GÜZEL, BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM





Ama gökyüzü çok güzel, ben ölmek istemiyorum
Bir orman var ki... yemyeşil... İçinde türlü kuşlar, çiçekler, hayvanlar...
Bazı hayvanlar çok vahşi... Yanına yaklaşmaya korkarsın.
Ne saçma... en vahşi olanının bu hayvanlardan korkması... öyle değil mi?..
Bir kurt mesela ya da bir aslan fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için kaç tür hayvan avlıyordur?
Oysa insan, en vahşi olanı, yalnızca kendi zevki için kaç tür yok etti? Yok timsah derisinden çanta yok ceylan derisinden koltuk... Bir de üstüne bu hayvanları görüp korkmak? Absürt komediden ne farkı var bu durumun?..
Çelişkilerle dolu bir dünya... Böyle bir tür, insan, olarak hayata gelmek ayrıcalıklı bir şey mi yoksa tam tersine utanılacak, üzülünecek bir şey mi?..
Bunları düşününce diyorsun ki...
Gökyüzü çok güzel ve ben bunu da mahvetmemek için ölmek istiyorum.