8 Temmuz 2019 Pazartesi

2019 KİTAPLARI #5

PLATON-DEVLET


Yaklaşık 3 yıldır kitaplığımda olan ve ikinci kez okuduğum bir kitapla karşınızdayım. Bazı kitapları akademik alandaki bilgimi geliştirip tekrar okumak farklı bir bakış açısına sahip olduğum için daha faydalı oluyor. Devlet dünya edebiyatında yer alan ilk ütopik kitap olarak görülüyor. Sokrates'in konuşmalarını yazıya döken öğrencisi Platon'a da bunları yazıyı döktüğü için teşekkür etmek gerek :)

Devlet Sokrates'in hayallerinde canlandırmış olduğu mükemmel birey, toplum ve devletin nasıl olması gerektiğini konu alıyor. İyi ve kötü, doğru ve eğri gibi kavramları neye göre belirleyeceğimiz konusunda bizlere ipucu veriyor. Örneğin;
Sokrates'e göre iyilik ve doğruluk birbiriyle birebir bağlantılı şeyler değil. Aslında hayatımız da bunu net şekilde gösterebiliyor bizlere. 

Sokrates mükemmel devlet düzeni için ilk olarak insanların nasıl olması gerektiğini konu alıyor. Çünkü bireyler toplumun ve devletin işleyişinde en önemli kaynaklardan biridir. Örneğin nasıl insanlar ne tür işlerle uğraşmalıdır, devleti yönetecek kişi nasıl özelliklere sahip olmalıdır, devleti koruyacak polis gücü ve askeri nasıl şekillenmelidir, bu tür önemli görevlerde yer alan kişilerin çocukları nasıl yetiştirilmelidir vb. 

Kitapta dikkatimi en çok çeken şeyler şunlar oldu:

  • Diğerlerinden daha üstün, yetenekli kişiler çocuk yaptıklarında doğan çocuk kimin tam olarak bilinmemesi gerekiyor der Sokrates. Böylece o çocuk tüm toplumun çocuğu olacaktır. Böylece çocuklara herkes tarafından iyi davranılacak, yetiştirilirken de eşitlik sağlanabilecektir. Bu bana geçen sene okuduğum Friedrich Engels'in yazmış olduğu Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kitabını hatırlattı. Toplumun oluştuğu ilk dönemlerinde çocuklar için böyle bir şeyin geçerli olduğu ve bu yüzden ana erkil bir yapı olduğu orada açıkça görülüyordu.
  • Bizim kötü, eğri ya da düşman diye nitelendirdiğimiz için korktuğum her şey aslında bu kişileri ya da bu tür şeyleri tanımadığımızdan kaynaklanmaktadır.
  • Genelde filozofları düşündüğümüzde çoğunun kadın düşmanı olduğu görülecektir. Düşmanlıktan kasıt tabii kadınlara ölüm tarzı bir şey değil :) Küçük görme gibi şeyler. Ancak Sokrates'e göre devleti yöneten kişinin kadın da olabileceğini savunan bir filozof olduğu için dikkatimi çekti. Bunu anlatırken sosyal yapılanmanın ne kadar saçma olduğunu da örneklerle açıklamaktadır. Gerekli yetkinliğe sahip olunduğunda kadın ya da erkek olmanın fark etmeyeceğini belirtmiştir. 
Kitap ekonomik teorileri düşündüğümüzde David Ricardo'nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ile bağlantılı gibi görünüyor. Çünkü Sokrates toplumda yer alan her bireyin kendine ait bir yeteneği olduğunu ve yapması gereken tek bir iş olduğunu savunuyor. Ekonomide uzmanlaşma olarak da bilinen bir olay kişilerin tek bir alanda kendilerini geliştirmesini ve bunda en iyi olanı yapmalarıyla ilgili. Ancak bu teoriden farkı şu: Sokrates bunu iyi bir toplumun işleyişi olarak şart görüyor, ekonomik anlamda verimlilik ve zenginliği artırmak için değil. Ayrıca kitapta merkantilist dönemdeki ekonomik yaklaşımların da yer aldığı görülmektedir.

Kitabın bazı kısımlarında distopik bölümler de olduğunu düşünüyorum. Örneğin bekçi diye isimlendirilen ve devletin güvenliğini sağlaması için özel olarak yetiştirilen bireyler ile diğer yurttaşların ayrı alanlarda yaşaması gerektiği ve özel yetiştirilen bireylerin sadece birbiri ile çocuk yapması, çocuk sayısının devlet tarafından kontrol altında olması gerektiği vb şeyler bana 1984 ya da Cesur Yeni Dünya'yı hatırlattı. Ayrıca biraz evrim teorisini de aklıma getirdi. Çünkü üstün ırk gibi görülebilecek bekçi grubu diğer gruptan ayrı tutuluyor. Tabii burada ayrı tutulan grubun üremesinin yasaklanması gibi bir durum yok :) Bir de devleti yönetecek kişilere küçüklüklerinden itibaren özel eğitim veriliyor olması durumu bana biraz Osmanlı zamanlarını hatırlattı :)


Sokrates karşısında yer alan bireylerle konuşurken diyalektik yöntemini kullanmaktadır. Buna göre insanlar karşısındaki kişilerin aslında zihinlerinde var olan bilgiyi farklı sorular sorarak dışarı çıkarabilirler. Zaten Platon'un yazmış olduğu bu kitapları keyifle okumamın bir sebebi de bu. 

Sokrates konuşmalarında 4 farklı devlet biçimi üzerinde durmuştur. Timokrasi, oligarşi, demokrasi ve zorbalık yönetimleri hakkında tek tek açıklamalarda bulunmuş, ayrıca bu devlette var olan insanların ve yöneticilerin kişilikleriyle ilgili şeyleri de açıklamıştır. Sokrates kitabın sonunda monarşiyi en mükemmel düzen olarak görüyor ve devleti yöneten kişinin filozof kral olması gerektiğini söylüyor.

Tam bir siyaset felsefesi olarak gördüğüm bu kitap hakkında bu kadar konuşmak yeter. Kısa zamanda birkaç alıntı da paylaşacağım. 

4 yorum:

  1. Bizimki sanırım 'zorbalık' a giriyor:)))
    Güldüm ama ağlanacak halimize...bu arada kadınlarla ilgili duruşunu sevdim.:) Eline sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Zaten bu devlet sistemlerini bir sıraya koymuş ve her biri zamanla birbirine evriliyor. Bizimki de demokrasiden zorbalığa evrilmiş işte :)

      Sil
  2. okudum bunu ama unuttum. ricardo, sokrat, cesur yeni dünya, platon, kışlık konular hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz öyle aslında; ama ertelemek istemedim artık :)

      Sil